1999 benim için karmaşık duygularla dolu sıradışı bir yıl oldu.
Ocak ayında ailemizin yeni üyesi, Yasemin dünyaya geldi. Baba olmak, yaşamımda yepyeni bir sayfa açılmasını sağladı.
Taze babalık duygusuyla güzel günler devam ederken, yaz aylarında babamın kısa bir zaman içerisinde aramızdan ayrılmasına sebep olacak talihsiz hastalığını öğrendik. Maalesef çok ileri safhaya ulaşmış ve çok geç teşhis edilmiş, oldukça agresif bir tümör haberi bütün moralleri bozdu.
Bu hastalık ile mücadele ederken, aynı yılın Aralık ayında da, Genel Müdürümüz çok sürpriz bir şekilde emekli olma kararı aldı. Şirket üst yönetim ekibindeki açık ara en geç kişi olarak, açıkcası kendime ilişkin fazla bir beklentim yoktu. Ama, kimsenin beklemediği bir şekilde, şirketin genel müdürlüğü bana teklif edildi. Daha 31 yaşındaydım. Babamın hastalığı nedeniyle zorlu bir mücadele içinde olduğumuz, benim için oldukça sıkıntılı bir dönemde, karşıma çok güzel bir fırsat çıkmıştı. Tüm zorluklara rağmen, büyük bir heyecan, enerji ve istekle görevi kabul ettim.
İlk Genel Müdürlük deneyimi….
Sektörde orta ölçekli bir şirket olan Hür Sigorta bünyesindeki Genel Müdürlük deneyimi bir çok öğreti ile doluydu. Özellikle de, başlangıç dönemi.
Görevi devraldığım Genel Müdür, 20 yıldan uzun süredir bu pozisyonda olan, 60’lı yaşların başında, oldukça deneyimli bir yöneticiydi. Üstelik beni işe alan, yurt dışına eğitime gönderen, şirket içinde pek çok pozisyonda görevlendiren ve yetişme sürecinde bana inanılmaz destek olan kişiydi. Ama şirketten ayrılışı tatsız bir şekilde olmuştu ve arzu edilen şekilde bir görevi devralma şansım olmamıştı.
Üstelik, şirketteki yönetim kadrosunun yaş ortalaması 50 – 55 civarıydı. 31 yaşında bir Genel Müdür olarak, hem yaş hem de kıdem olarak benden çok daha deneyimli bir ekibe liderlik etmem gerekiyordu.
Önce kurum içerisinde bir kültürel ve organizasyonel değişim sürecini yönettik. Ekibin güvenini kazanarak, kurum içerisinde bir çok kritik değişiklik yaptık ve yeni projeleri hayata geçirdik.
Portföyümüz oto sigortası ağırlıklıydı. Yeni genel müdür olmanın heyecanı ve enerjisiyle, kriz döneminde, zorlu bir rekabet ortamında, kısıtlı kaynak ve sermayeyle, oto sigortasında ve acente ağırlıklı bir yapıyla mücadele etmenin zorlukları beni yıldırmadı.
Ana odağımız oto hasar yönetim olmuştu. Bu alanda yeni arayışlara yöneldik. Max Servis adı altında, ufak bir onarım merkezi açtık. Burayı oto hasarı nasıl onarılır, işin püf noktaları nedir, daha ekonomik ve hızlı onarım için ne yapılabilir gibi konularda bir eğitim merkezi ve laboratuvar gibi kullandık. Türkiye’deki anlaşmalı servis ağını Max Servis üzerinden yönetmeye başladık ve Kasko Max adında sadece bu servis ağında geçerli bir ürün çıkardık.
Ülkemizde bu alanda ilk örnekleri arasında sayılabilecek bu girişim sektörde bayağı ses getirdi ve bizim için de oldukça öğretici oldu.
Bu arada, 2001 krizi patladı ve zorlu koşullarda, çok sayıda banka ve sigorta şirketinin iflas ettiği, kapandığı bir dönemi deneyimledik. Bu zorlu süreçte, kaynakları oldukça kısıtlı olan şirketi sağlıklı bir şekilde ayakta tutmayı başarmak, liderlik deneyimi açısından ilk ciddi sınav olmuştu.
Bu arada, şirketin ana hissedarı olan Simavi ailesi, başta Hürriyet gazetesi olmak üzere bir çok ticari faaliyetten çıkma kararı almıştı. Bizim şirketimiz yola devam etse de, hissedarlarımızdan yeni sermaye desteği alma şansımız görünmüyordu.
2004 yılına geldiğimizde, artık benim kişisel hedeflerim, beklentilerim ile şirketin çizgisi arasındaki farklılık ciddi olarak belirginleşti.
Bu kararı almak zor olmakla birlikte, 12 yıldan sonra, kariyerim için yeni bir arayışa girdim.
İş değişikliği süreci
36 yaşında, orta ölçekli bir sigorta şirketinde 5 yıllık Genel Müdürlük deneyimi olan bir genç yönetici olarak, ilk hedefim potansiyeli ve büyüme hedefleri daha güçlü bir şirketin başına geçmekti. Ama o dönemde, karşıma böyle bir fırsat çıkmıyordu. Önemli bir sektör oyuncusunda Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışmak da benim için güzel bir seçenekti. Ancak, belki de kendileri için tehdit olarak gördükleri için, sektördeki Genel Müdürler bu konuda çok istekli görünmüyorlardı.
Kariyer basamaklarını hızlı çıkmanın, aslında pek o kadar görünmeyen zorlukları ve risklerini bu süreçte bizzat yaşadım. Özellikle organizasyonun en tepe noktasındaysanız, kariyer değişikliği anlamında hareket kabiliyetiniz oldukça kısıtlanıyordu. Özellikle de çok erken yaşta bu noktalara gelmişseniz, belirli önyargıları ve kalıpları kırmak kolay olmuyordu.
Sektörde yarattığımız etkiler ve genç bir yönetici olarak elde ettiğim başarılar sayesinde önümde güzel fırsatların ve yeni kapıların açılacağını biliyordum.
Türkiye Sigorta Birliği süreci…
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği bünyesinde yeni yapılanma, kabuk değişikliği dönemiydi. Sektörün meslek örgütü olarak, Birlik çatısında yapılabilecek çok çalışma vardı. Bu reorganizasyon sürecinde aktif rol oynamam ve görev almam için bir teklif geldi. Benim için iyi bir fırsat olduğunu düşündüm.
Mart 2004’de Genel Sekreter Yardımcısı olarak Birlik’e geçtim.
Kısa bir süre sonra, kapsamlı bir yeniden yapılanma projesine başladık. Bir danışmanlık şirketiyle birlikte yürüttüğümüz bu projede, sektörün paydaşları, beklentiler, portal ve istatistik alt yapısı gibi sektörün gündemindeki ana başlıklar üzerinde çalışma fırsatı buldum.
Aynı zamanda, 2005 yılında ailemizin dördüncü üyesi Emre aramıza katıldı.
Bugün Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi olarak sektör için son derece önemli ve değerli bir rol oynayan yapının ilk temelleri TRAMER adı altında bu dönemde atıldı.
Sektör networkümü genişletmesi, genel resmi görmemi, sektör oyuncularını tanımamı ve yönetim kurulundaki sektöre yön veren yöneticilerle birlikte çalışma fırsatı bulmamı sağlaması açısından çok faydalı bir dönemdi.
Birlik deneyimi bana çok şey kazandırdı. 2 yılın sonunda, şirketlerden tekrar işin business tarafına dönmem için teklifler gelmeye başladı. Kanımdaki adrenalin, farklı tecrübeler edinme, yeni maceralar yaşama isteği bu tekliflere sıcak bakmama sebep oldu.
Birlik Yönetim Kurulu’nda sektörün lider şirketlerinin Genel Müdürleri yer alıyordu. Benim tekrar şirket tarafında çalışma isteğimi öğrendiklerinde, Yönetim Kurulu’nda yer alan 4 şirketten aynı anda teklif geldi.
2 yıllık Birlik deneyimi sonrasında, bir anda yeni bir önemli karar süreci içerisine girmiştim. Birlik’den ayrılma kararım netti, ama kariyerimdeki bir sonraki adımın hangi şirket olacağını seçmem gerekiyordu.
Yaşam Hikayemin diğer bölümleri için linke tıklayın
Çocukluk, eğitim dönemi ve yaşama hazırlık
Beyaz Yaka çalışma hayatına merhaba
Garanti ve Eureko Sigorta Dönemi