Yazılarım, Zihinsel Atıştırmalıklar

Planlanmış Rastlantısallık

“Planlanmış Rastlantısallık” kavramı üzerinde düşünme sürecimi tetikleyen, yıllar önce, üniversite ve meslek seçimi konusunda kızımın okulunda düzenlenen bir seminerde Dr.Nevin Dölek’in yaptığı konuşma olmuştu. Konuşmanın ana mesajı; “Meslek seçim sürecinde çocukları zorlamayın, sadece onlara rehberlik edin, ana yönü belirlemelerine destek olun, sürece ve onlara güvenin, zaman içerisinde çocuklarınızın seçimi netleşecektir” şeklindeydi. Kısacası siz üzerinize düşeni yapın ve yolun size getireceklerine güvenin diyordu.

2014 yılında yaşam yolculuğumun önemli bir dönemecinde olduğum için “Planlanmış Rastlantısallık”  kavramı beni bu kadar etkilemişti sanırım.

10 yıl kadar önce başladığım koçluk eğitimleri esnasında sık sık “akış halinde olmak, akışa bırakmak, akışta kalmak” kavramlarını duymuştum. Aslında sadece duymakla kalmayıp, üzerinde konuşma, düşünme ve içselleştirme fırsatlarını bolca buluyordum.

Aynı süreçte üzerinde durduğum bir diğer önemli kavram da “arayış” halinde olmaktı. Özellikle yaşam amacı, temel değerler, güçlü yönler, kişisel farkındalık gibi kavramları araştırmayı, sorgulamayı ve öğrenmeyi önemsedim. Bir başka ifadeyle, arayışa açık olmanın faydasına hep inandım.

2013 yılının son ayları, uzun süredir yürütmekte olduğum genel müdürlük görevimden ayrılarak tam zamanlı beyaz yaka çalışma sonrası için hazırlıkları planlamakla geçmişti. Beni neyin beklediğini hiç bilmiyordum. Belirsizliğin yarattığı doğal bir tedirginlik, stres ve bekleyiş hali vardı içimde. Öte yandan, yeni bir yolculuğa çıkmanın heyecanı ve ve bu yolculukta elimden gelen çabayı gösterme isteği de ağır basıyordu.

Bu dönemde bana kılavuzluk eden, zorlu karar alma süreçlerini kolaylaştıran ve bu yolculuğu pozitif bir duygu haliyle yapmamı sağlayan akışta kalarak arayış içerisinde olmaktı.

Hepimizin kader, alın yazısı, ilahi irade artık adına ne derseniz, geleceği belirleyen gizli güce yönelik inancı farklı. Öte yandan da bir çoğumuz güvenlik, konfor, kontrol gibi farklı güdülerle bu belirsizliği ortadan kaldırma gayreti, gelecek resmini netleşleştirme çabası içerisindeyiz. Kesin ve net olan ise; bilinmezlikler ve belirsizliklerle dolu yaşam yolculuğu içerisinde, hiç birimizin geleceği kontrol etme gücüne sahip olmadığımız.

Farsça kökenli “rast” kelimesi, “doğru” ve “hayırlı” demek. Rastlantı;  bilgiye, isteğe, kurala veya belli bir sebebe dayanmaksızın oluveren karşılaşma, tesadüf anlamını taşıyor.

Bu döngü içerisinde bazı süreçleri akışa bırakmak, birey olarak akışta kalmayı kabullenmek inanın çok rahatlatıcı. Elbette bunu yaparken, tamamen her şeyi kadere, şansa bırakmak değil söylemeye çalıştığım. Tam tersine, kişinin üzerine düşen hazırlığı, çabayı, arayışı göstermesi gerekiyor. Bu sayede istediğimiz sonucun oluşmasına etki etme şansına sahip olabilirsiniz.

Planlanmış Rastlantısallık tam da böyle bir şey. Süreci rastlantısal bir şekilde akışa bırakmak, geleceğin size sunacaklarına güvenmek, ama bu arada da gerekli planlamayı, hazırlığı, arayışı, yani üzerine düşeni yapmak.

Örneğin iş arayışı içindesiniz diyelim. Önünüzdeki süreçte karşınıza güzel fırsatların çıkıp çıkmayacağını, o fırsatların sizi tatmin edip etmeyeceğini ya da başvurduğunuz o işe kabul edilip edilmeyeceğinizi kesin olarak bilme şansınız yok. Bu belirsizliğin, bilinmezliğin stresi içerisinde negatif, karamsar ve depresif bir halde olmanızın sonuca bir katkısı ve size bir faydası olmayacak. İşi tamamen rastlantılara, kadere, tesadüflere bırakmak da bir çözüm değil.

O zaman yapılması gereken, bir yandan CV hazırlamak, Linkedin hesabını güncel tutmak, iş ilanlarını takip etmek, networking çabalarına yoğunluk kazandırmak, çevrenizi harekete geçirmek gibi planlamaları yapmak. Ama aynı zamanda da, işi akışına bırakıp, önünüze çıkacak fırsatları, seçenekleri pozitif bir ruh haliyle beklemek.

Sonuçta istediğiniz çıktı oluşmasa da, “ben üzerime düşeni, elimden gelenin en iyisini yaptım” duygusu o kadar değerli ki. Mutluluk denen o sihirli kavramın bana göre en basit tanımı, yaşamından ve kendinden razı olmak. İçsel huzura götüren yol kendinden razı olmaktan geçiyor.

Özellikle de içinde olduğumuz bu pandemi sürecinde bu kavramın önemi daha da arttı diye düşünüyorum. Son 2 yıldır yaşadıklarımız, aslında belirsizliğin ne kadar güçlü olduğu ve geleceğe dair netlik yaratma çabasının ne kadar beyhude olduğunu öğretti bize.

Biz üzerimize düşeni yaptığımızda, kendimizden razı olduğumuzda, geleceğin önümüze çıkaracağı yola inanmak ve güvenmek hayatı çok daha kolay hale getiriyor.

Sonuçta yaşam yolculuğunun kendisi, sürekli bir arayışla geçen bir akış hali.

Akışta kalıp arayışa devam….

 

Copyright © 2022 · Okan Utkueri

www.okanutkueri.com sayfalarında yayınlanan tüm içerik hakları Okan Utkueri’ye aittir

Not: 2014 yılında bu sayfada yayınlanmış olan aynı başlıklı yazının güncellenmiş halidir.

 

Beğendiyseniz Lütfen Paylaşın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir