Koçluk ilişkisi, görüşmelerden oluşan, diyaloğa dayalı bir yolculuk, bir süreçtir.
Bu ilişkinin temel prensipleri güven, karşılıklı saygı, dürüstlük ve gizliliktir.
Bu ilişki aynı zamanda, koçluk desteği alan kişinin, yani danışanın kendi belirlediği hedeflerine ulaşmasına yönelik gerçekleşen bir işbirliğini temsil eder.
Görüşmeler esnasında, koçun ana sorumluluğu;
- tüm varlığıyla o anda olmak,
- etkin dinlemek,
- gözlemlerde bulunmak,
- kendi deneyim, bilgisi ve kişiliğinden tetiklenen sezgilerinden yararlanmak,
- güçlü ve derin sorular sormak,
- danışanın farkındalığını yükseltmesini, öğrenmesini ve eyleme geçmesini desteklemek adına yöntemler, araçlar sunmaktır.
Koçun bu yolculuk boyunca ana amaçları,
- görüşmeler esnasında danışanın farkındalığının berraklaşması,
- düşüncelerinin ve duygularının netlik kazanması,
- sahip olduğu beceri seti ve eşsiz özellikleri tekrar kullanıma sunması,
- önündeki olasılıkları keşfetmesi,
- oluşan özgüven ile birlikte kendine hedefler oluşturması, eylemler tasarlaması,
- taahhüt altına girmesine ve aksiyona geçmesine
rehberlik etmektir.
Koç, danışanların kendi yanıtlarını keşfetmelerine yardım etme, eylemleri uygulama cesareti ve güveni bulmalarına rehberlik etme ve değişim süreci boyunca onları destekleme görevi taşır.
Koçluk soruna değil, kişiye yöneliktir.
Koçluk, değişimi, dönüşümü, gelişimi, öğrenmeyi kolaylaştırmak üzerine tasarlanmış bir süreçtir. Koçluk süreci içerisinde, danışan derin düşünme, eyleme geçme ve öğrenme döngüsü içerisinde aradığı yanıtları, çözümleri keşfeder.
Koçun odak noktası her zaman danışandır. Koçun görevi çözüm üretmek, yönlendirmek, akıl vermek, ders vermek değildir.
Danışan, aradığı yanıtları, çözümleri kendisi keşfeder ve bu süreçte koç kendisine ışık tutar.
Koçluk, bireyin farkındalığının berraklaşmasına fırsat sağlayarak, aradığı yanıtları ve çözümleri bulma yolunda sahip olduğu seçenekleri ve kaynakları netleştirmesine destek olur. Aynı zamanda, danışan kendini kısıtlayan, engelleyen iç seslerini, direnç noktalarını, inanç setlerini, önyargılarını, korkularını keşfeder.
Görüşmelerin ana odağını, konusunu danışan belirler. Koç da, dinleyip, gözlemler ve sorularla bu sürece katkıda bulunur. Koçun oynadığı rol en sade tanımıyla ayna tutmaktır.
Koçluk ilişkisi gücünü, yaratılan güvene dayalı, içten ve önyargısız ortamdan alır. Koçun bilgisi, deneyimi, rehberliği ile danışanın niyeti, cesareti ve yaratıcılığı bir araya geldiğinde koçluk süreci gayet etkin şekilde kendi payına düşen katkıyı sağlar.