Yaptığım koçluk görüşmelerinde, özellikle son dönemde, çok sık gündeme gelen bir kavram var.
“Vulnerability”.
Sıklıkla “kırılganlık” olarak tercüme edildiğini görüyorum. Türkçe tam karşılığı olmayan diğer bazı İngilizce kelimeler gibi, “kırılganlık” sözcüğü de “vulnerability” kavramının arkasındaki derin anlamı tam olarak karşılamıyor…
Peki nedir anlamı?
Konfor ve güvenli alanının içinde olmak adına, sürekli maskelerle gezmeyi, kendine bir koruma kalkanı oluşturmayı, güvenli duvarlar arkasına saklanmayı, erişilemez ve ulaşılamaz olmayı tercih edenlerin sayısı hiç de az değil. Bu tercihin maliyeti, sentetik, mekanik, doğallıktan uzak, tatsız tuzsuz, heyecansız bir yaşam olsa da….
Kırılganlığa, korunmasız olmaya, yaralanmaya, hatta zarar görmeye sebep olabileceğini bile bile, doğallıktan, özgünlükten, kendin gibi olmaktan vazgeçmemek, kendini yaşamın doğal akışına bırakmak, hataların veya kusurlarınla barışık olmak anlamına geliyor “vulnerability”.
Sonucu üzülmek, yıpranmak, utanmak olsa da, koruma kalkanının arkasına saklanmadan, maske takmadan, kendini soyutlamadan, kendin gibi olmayı, kendini ifade etme cesaretini ve açıklığını göstermeyi ifade ediyor.
Kesinlikle bir zayıflık değil, tam tersine çok güçlü bir cesaret göstergesi ….
Bu alanda araştırma yapan önemli isimlerden birisi olan Brene Brown’ın “Power of Vulnerability” başlıklı TED Talk konuşmasının, en çok izlenenler listesinin ilk sıralarında yer alması boşuna değil. Bu kavram üzerinde kafa yoran, anlamaya, uygulamaya çalışanların sayısı hiç de az değil.
Brown’a göre, çevremizle güçlü sosyal ilişkiler, bağlar kurmak, hayatımızda yaratıcılığa, yeniliklere yer açmak, öğrenmek, yeni deneyimlere alan tanımak, hayatı kendin gibi yaşamak için olmazsa olmaz bir kavram “vulnerability”. Özellikle de, sosyal medyanın hayatımızdaki yeri bu noktalara gelmişken.
Pandemi sürecinde geçen son 1 yıldır, zaten ne yaparsak yapalım, aslında ne kadar çaresiz, kırılgan, savunmasız, korumasız yani “vulnerable” olduğumuzu çok acı bir şekilde deneyimledik hepimiz. Sizin ve sevdiklerinizin sağlığı yerindeyse, gerisinin çok da önemli olmadığını gördük.
O kadar da kasmaya gerek yok yani…
Doğal, kendiniz gibi, açık, cesur olun, hayatın akışına, çevrenize uyumlanın.
Üstü kirlenecek, başına bir şey gelecek diye, sokağa çıkıp, yeni arkadaşlarla gönlünce oynamak yerine, evde oturmayı tercih eden çocuklar gibi davranmayın.
Asıl olan içinde olduğunuz yaşam yolculuğu.
Bırakın yaşanmışlıklar, deneyimleriniz, utançlarınız, yaralarınız, hatalarınız size öğretsin.
Unutmayın, sizi öldürmeyen şey daha da güçlendirir..
Copyright © 2021 · Okan Utkueri
www.okanutkueri.com sayfalarında yayınlanan tüm içerik hakları Okan Utkueri’ye aittir.